DÜZENSİZ GÖÇ BİR İSTİLADIR! ÖNÜ KESİLMELİDİR!

İnanç farklılıkları, silahlı çatışmalar, doğal afetler, siyasal ve ekonomik sebepler nedeniyle kişilerin doğup büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda kalması insanlık tarihi kadar eski bir olaydır.

Geçtiğimiz son yüzyılda dünya genelinde artan çatışma ortamı, etnik ve inanç temelli şiddet olayları, insan hakları ihlalleri ve ekonomik krizler göç eden ve iltica arayan insan sayısının artmasına sebep oldu. Günümüzde ulaşım imkânlarında yaşanan kolaylıklar, iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler ve beraberinde yaşanan küreselleşme göç hareketin çok kısa zamanda kitlesel insan hareketi olarak gerçekleşmesine ve uluslararası bir boyut kazanmasına imkân vermektedir.

Dünyada yaşanan gelişmeler sebebiyle uluslararası koruma arayan ve göç etmek zorunda kalan insan sayısının artması Türkiye’yi olumsuz olarak etkiliyor.

Türkiye, yeryüzünde çatışma ve siyasal istikrarsızlıkların yaşandığı bölgeler ile refah seviyesi ve insan hakları standartlarının yüksek olduğu batılı ülkeler arasında uluslararası göç hareketliliği açısından önemli bir geçiş güzergâhıdır. Coğrafi olarak uluslararası göç yolları üzerinde olması sebebiyle transit geçiş ülkesi, aynı zamanda ekonomik gücü nedeniyle de hedef ülke konumuna gelmiştir. Bunun en güncel örneği ülkelerinde yaşanan istikrarsızlık ve çatışma ortamı nedeniyle doğup büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda kalarak Türkiye’ye sığınan iki milyondan fazla Suriye vatandaşının durumudur. 

Tarihsel bir sorumluluk anlayışı ile Suriyelilerin geri gönderilmemesini ve temel insan haklarına kavuşmalarını temin eden Türkiye için Suriyelilerin barınma, beslenme, sağlık ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamanın ekonomik ağırlığı her geçen gün artmaktadır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “İstikbalimizi düşünmek zorundayız” diyerek ülkenin bu konudaki durumunu tespit ettiklerini ifade etti. Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Bahçeli, “Düzensiz göç adı konmamış bir istiladır, mutlak surette önüne geçilmeli, yakalananlar gönderilmelidir. Demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız, sorun soğukkanlılıkla analiz edilmeli” ifadelerini kullandı.

Bahçeli, “Misafirliğin süresi kısıtlıdır. Her insanın kendi yurdunda, emniyetli ve esenlik içinde yaşamaya hakkı vardır. Önümüzdeki bayram günlerinde ülkelerine gidebilen Suriyeli sığınmacıların geri dönmelerine gerek yoktur” ifadelerini kullandı.

İnsani bir açıdan açılan kapıların artık yeniden açılmayacağı mesajı veren Bahçeli’yi harekete geçiren unsur, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın sığınmacılar ile ilgili söylemleri oldu. Tabanda oy kaybı kaygısıyla açıklama yapmak gereği duyduğunu düşündüğüm Bahçeli’nin, ilerleyen günlerdeki tavrını ise merakla bekliyorum. Bakalım bu söylemlerini sürdürecek mi?

Türk insanı fedakârdır ve fakat âmiyâne tabirle “enayi” değildir. Bunu da göz ardı etmemek gerekiyor.

Sevgiyle kalın…
PAYLAŞ